12 Mart 2009 Perşembe

anlamak anlatmak istemek yanlızlık üstüne....

insanalar bir türlü anlatamadım kendimi. sevgimi, düşüncelerimi, kendimi hiçbirşeyi anlatamadım. yanlız kaldım bu hayatta sıradan bir yanlızlık işte bu benimkiside. belki beni biraz anlamaya çalışsaşar hiçbirşey bu konuma gelmeyecek, belki herşey çok daha güzel olacak. ama sorun bende niye bu kadar değiştirmeye çalışırsın ki hayatını ? niye ? neden ? bende bilmiyorum belki eski ben olmak istemiyorum. artık daha bi sakin hayat istiyorum bunu anlatamıyorum insanlara az kişi istiyorum hayatımda beni seven benim sevdiklerimden ibaret olan. başkaları olmasın gerek de yok zaten ihtiyacımda yok. her hayatı her türlü insanı gördüm çok şeyler yaşadım bu kısacık hayatımda yaşamam gerekenlerden fazla. hayatın en güzel yanlarınıda abartarak yaşadım en acısınıda en abartı şekilde çektirdim kendime abarttım herşeyi , halen de abartıyorum çünkü etrafımda olmasını istediğim iki elin parmak sayısını geçmeyecek insanlarla birlikte mükemmele yakın bir hayat istiyorum ama onlar bunu anlıyormu acaba?
kimseye bişeyi anlatmak söylemek zorunda değilim gibi geliyor bana hal ve hareketlerimden belli edebildiğimi düşünüyorum herşeyi ama insanlar benim gibi bakmıyor hayata ve anlamıyorlar beni. söylediğim en ufak şeyde hemen kırılıyorlar, sinirleniyorlar ama etrafımda kalan bir kaç kişiyi kırmayı hiç istemeyeceğimi çok iyi biliyorlar. buna rağmen neden bu acıyı çektiriyorlar bana ? anlam veremiyorum kendime, neyim ben niye böyleyim diye hep soruyorum kendime ve bir cevap bulamıyorum demekki benim doğam buymuş...
hayat aslında koca bir yanlızlıkmış anlamsızlıkmış kafamızda ki gibi olmadığında......

senden sonra bir düş oldum

Ne demeli? ...
Nasıl anlatmalı? ...
Ne yazmalı bu dar ve parlak yüzeye? ...
Sıradan bir yalnızlık benimkisi...
Kiminkinden farkı var? ...
Kelimelerden cümle kurma yeteneğim,
benim yalnızlığımı sadece belgelenmiş bir 'anı' yapar...
Herkesinki gibi bir yalnızlık bu...
Yangın yerinde hareket edememek gibi...
Hiçbir teselliye boyun eğmeyen...
Laftan, sözden anlamayan bir yalnızlık bu da...
Asi... Onurlu... Ümitsiz...
Hiç kimseninkinden farkı yok...
Sabah ezanından hemen sonra...
Durduk yere arabanın camını açıp...
İstanbul'un tam ortasında, sesim kısılasıya geceye O'nu bağırmak...
'Seni seviyorum'u öfkeye dönüştürmek...
Bu koca kente O'nu haykırmak...
Dudaklarımın önce titremesi...
Sonra gözlerimin dolması...
En fazla ağlamak ıslak caddelere...
Elimin ayağıma dolaşması...
Salaklaşmak...
Farklı mı yapar benim yalnızlığımı? ...
Duysaydı... Belki...
Duymadı... Duyulmadı...
Diğer yalnızlıklar gibi benimkisi de...
Duyulmayan... Görülmeyen... Bilinmeyen... Umursanmayan...
Sıradan bir yalnızlık...
Bir adım yaklaştıkça, bir 'kadın' daha uzaklaşan...
Bir kadın uzaklaştıkça, bir 'adam' daha küçülen yalnızlık bu da ...

alıntıdır.... yazan kişiye teşekkürler...

5 Mart 2009 Perşembe

Nolur Nolur Nolur

Yasemin Mori ye ait bu şarkıyı ilk dinlediğimde kafamı vermeden başka bir iş üstündeyken dinlemiştim ve alabümde böyle bir şarkı olduğunun bile farkına varmamıştım. geçen işte ne olduysa albümü dinlerken dikkatimi çekti sözleri ve gerçekten çok hoşuma gitti. anlamsız gibi dursada gerçekten anlamlı sözleri olan ve hayatımda güzel bir yere sahip olabilecek şarkılar arasına girdi.

Bir adım atsan bana doğru
Görüversen sonra beni
Ne hali varsa yalnızlığın
O da bunu görse bari!

Bir kere olsun n'olur n'olur
Göz göze gelsek senle, sonra
Dursa biranda tüm yalanlar
Unutsak neymiş dünya hali!

Esas söylediğim
Bak ben zır deliyim!
Ya benimsin ya da ölüsün!
Budur tek söylediğim!

Nolur nolur nolur!
Bu suç belki af bulur!
Nolur nolur nolur
Kendini bana ver!
Gözden çıkardım yari
Yalnız ölmesem bari!
Nolur nolur nolur!
Kendini bana ver